Muhalefete Muhalefet Etmemek

Son dönemde sıkça duyduğum bir söz var; "muhalefete muhalefet etmeyin" sözü. Eğer muhalefeti eleştirmeyeceksek, siyaset yapacak alan kalmıyor. Ne demek istiyorum? Biraz açayım.

Eğer hazine garantili projeler konusunda eleştiri yapacaksanız, yapmayın. Çünkü tüm devlet garantili projelerin altında Ali Babacan'ın imzası var. Kendisi de o projelerin çok doğru olduğunu her çıktığı yayında anlatıyor ve bu projeleri iktidara gelirse devam edeceğini de söylüyor. 6'lı muhalefetin ekonomisinin Ali Babacan'a emanet edilebileceğini söylemişti Kılıçdaroğlu. O halde bu konuda hükümeti eleştirirsek, muhalefete muhalefet etmiş oluruz. Gelelim başka konuya. Sığınmacılar konusunda hükümeti eleştirirsek, "Stratejik Derinlik" kitabını yazıp Ortadoğu'da bizi bataklığa sürükleyen ve göç almamızın önünü açan Ahmet Davutoğlu'na dokunmuş oluruz. Kılıçdaroğlu'nun dış politikayı emanet edebiliriz dediği Ahmet Davutoğlu'na göre izlediği politika doğru ve yine olsa yapacağını çıktığı yayınlarda dile getiriyor. O halde sığınmacılar konusunda iktidarı eleştirirsek, muhalefete muhalefet etmiş oluruz. Kadın konusunda iktidarı sıkıştıralım desek, İYİ Parti'nin 47 milletvekilinden sadece 3'ü kadın. Genel başkanı olan partinin bile kadına verdiği değer bu. Cumhuriyet Halk Partisi'nin de aşağı kalır yanı yok, 146 milletvekilinin yalnızca 18'i kadın. En iyisi kadın konusunda hükümeti eleştirmeyelim. Mezhep konusundan yürüsek, Sivas Katliamı'nın olduğu Sivas'ta belediye başkanı Temel Karamollaoğlu'ydu. Bu konu da olmaz. Belediyeler konusunu açsak, en ünlü belediye başkanı sel olunca denize, deprem olunca kayağa, kar yağınca balığa gidiyor. Bu konuyu da açmayalım. Cemaatler konusuna girsek, İYİ Parti'nin İsmailağa ile ilişkileri kuvvetli, cemaat desteğini kaybetmesinler. Laiklik desek, 6lı muhalefetin lideri Kılıçdaroğlu, Türkiye'de laiklik tehlikede değil demişti. Tarikat yurtlarında taciz ve tecavüzlere girsek, CHP içerisindeki taciz ve tecavüzlerin üstü kapatılmıştı. 128 milyar dolar nerde desek, CHP'de kaybolan 650 milyonun konusu açılır. Erdoğan'ın yaşını dile getirsek, Temel Karamollaoğlu işi bozuyor ki Kılıçdaroğlu'nun yaşı da az değil. Seçimlerde çalınan oylar desek, mühürsüz oyların kabul edilmesine Kılıçdaroğlu ses çıkarmayıp sorun görmemişti. Faturalar desek, Kılıçdaroğlu ödemeyin haciz gelsin diyor. Hukuk sistemi ve adalet desek, Hakimler ve Savcılar Kurulu'na İYİ Parti 2 üye, CHP de 1 üye atama konusunda iktidarla anlaştı. Cumhur ittifakında tüm seçim listeleri tek adam tarafından yapılıyor desek, muhalefet partilerinde de aynısı yapılıyor. İktidara demokrasi yok desek, muhalefet partilerinde de yok.

Uzun lafın kısası, muhalefet o kadar çok iktidara benziyor ki, iktidarı ne konuda eleştirseniz, emin olun bir noktadan muhalefete de dokunuyor. En iyisi, birbirlerine bu kadar çok benzeyen iktidarı da muhalefeti de toptan göndermek. Bu sebepten dolayı, iki kutuplu bir siyaset görmek istemiyorum. 10 seçim kaybedenlerin bile koltuklarında oturup 11. seçime hazırlandığı tablo iktidara desteğin farklı versiyonudur.

Ne cumhur, ne millet.
Ne sağdan ne soldan, Atatürk'ün yolundan.

BERK ŞİMŞEK
21.03.2022