Toplu Taşımaya Zam Kabul Edilemez

Her siyasetçinin ağzına pelesenk olmuş bir söz vardır, yoksul halkı refaha kavuşturmak. 1945 yılından bugüne daima yoksulluğun arttığı bir grafik görüyorsak eğer, demek ki bu söz laftan öteye geçmiyor.

Kamu, yoksullar için çalışır. Mesela toplu taşıma yoksullar içindir. Zenginin arabası vardır zaten, toplu taşımaya ihtiyacı olmaz. O halde toplu taşıma kâr gütmek için değil, yoksul topluma hizmet etmek için kullanılır. Madem böyle, asgari ücretin 4250 lira olduğu ülkede, aylık abonman nasıl olur da 602 lira olur? Bunun mantıklı bir tarafı yok. Düne kadar iktidarın zamlarına itiraz eden muhalif seçmen, bugün İBB'nin yaptığı zammı savunur olmuş. Diyorlar ki benzine zam geldi. Ben bu savunmaya katılmıyorum çünkü blediye toplu taşımadan kâr edecek diye bir kiade yok. Belediye'nin birçok gelir kaynağı var. Bu gelir kaynakları aracılığıyla toplu taşımada yaşanan zamlar absorbe edilebilir.

Ekrem İmamoğlu her zaman fakirlere ve yoksullara destek vereceğim, öğrencilere yardım edeceğim diyerek seçim kazandı. Gelir gelmez ilk yaptığı icraatlardan birisi de öğrenci aylık abonman fiyatını düşürmek oldu. Yetmedi suya %40 indirim dedi. Biz de alkışladık. Aslında olması gereken yapılmadığı için, biri olması gerekeni yapınca mutlu olduk.

Ufak bir hesap yapalım. O gün aylık abonman 40 lira ve asgari ücrert 2324 liraydı. Yani asgari ücret ile 58 kere aylık öğrenci abonmanı yapılıyorken bugün 4253 lira ve aylık abonman 109 lira. Yani asgari ücret ile yalnızca 39 kere aylık öğrenci abonmanı yapılıyor. Gelelim normal vatandaş abonman fiyatına. Ekrem İmamoğlu yönetime geldiğinde aylık tam abonman 205 liraydı ve asgari ücret ile tam 11 kez doldurulabiliyordu, bugün ise yalnızca 7 kez doldurulabiliyor. Bu adaletsizliği benzin zammı ile açıklayamazsınız. Toplu taşımaya zam geliyor ve muhalefete oy veren seçmen bu zammı savunuyor, "mecburdu" diyor. İngiltere'de Londra-Glasgow arası uçak bileti 50 sterlin. Asgari ücretli bir İngiliz bir ayda 30 kez uçağa binebiliyor. Biz ise otobüse uçak bileti parası ödüyoruz. Buna rağmen bir takım muhalif seçmen benzinde benzin diyor. Bu benzin denilen meret bir tek bize mi var?

Bir minibüs indi-bindi ücreti (0-2 km) 5,25 lira. 1600 motor araba bile kilometrede 1 lira yakarken, 40 kişinin tıkış tıkış bindiği minibüs 1 km mesafeden 210 lira para kazanacak. Yani kusura bakılmasın ama bu iş minibüsçülere yapılan bir kıyaktan ötesi değil. Yoksuldan çal, plaka sahibi minibüsçü zengine ver demektir. Sarı dolmuşların mantığı nedir? Taksi'nin 100 lira tutacağı mesafeyi 10 koltuğa böler, kişi başı 10 lira öder. O halde minibüs, Taksi'nin 28 liraya götürdüğü 0-2 km mesafeden nasıl 5,25 lira alır? Bu durum toplu taşımanın mantığına sığmaz. Kamu, toplu taşıma ücretlerini azaltıp yoksul halkın yükünü hafifleteceği yerde, 602 lira aylık abonman satıp resmen yoksulu perişan ediyor.

Buraya kadar olan her şeyi geçtim. Ekrem İmamoğlu döneminde otobüs saati uygulaması gevşedi ve ring seferlere dönüştü. 15 dakikada bir gelmesi gereken otobüsü 35 dk bekleyebiliyorsunuz. Ardından 3 otobüs peşisıra geliyor. Çünkü kalkış saatleri olmayınca birbirlerinden bihaber olan otobüslerin öndeki olan tıkabasa insan doluyken, bir arkadaki boş. Böyle bir sistem olmaz. Ben 602 lira veriyorum, 15 dakikada bir gelmesi gereken otobüsü en az 25-30 dk bekliyorum. Gelen otobüs insan dolu olunca, onlarca insanla sarmaş dolaş yolculuk ediyorum. Madem 602 lira veriyoruz, o halde otobüsler vaktinde gelsin, iş saatlerinde otobüs sayısı artsın, otobüse bindiğimizde en azından pandemi koşulları denilen 1 metre arayla ayakta durabilelim. İNSAN gibi yolculuk edelim. Hem zam hem de otobüs seferi azaltma olmaz. Hem zam hem de sarmaş dolaş yolculuk olmaz. Metrolar da aynı şekilde. Ne zaman metro kullanacak olsam merdiven arızalı oluyor o durakta. Yahu her hafta bozulan merdiven mi olur? 602 lira vereceksek, adam gibi merdiven olmalı. Sen merdiveni tamir etmeyeceksin, metro seferleri artmayacak, iş saatinde bile otobüs 15-20 dk gecikecek, sarmaş dolaş yolculuk edeceğiz, sonra bir de 602 lira aylık abonmana para ödeyeceğiz. Böyle hizmet olmaz. Sonra gazetede okuyoruz Karsu denen şarkıcıya 170 bin lira, Flemengo dansçısına 400 bin lira ödeme yapılmış. Önce şu yoksulun derdine çare ol, sonra konser izlemeye geliriz elbet.

23.04.2022
BERK ŞİMŞEK