İran Protestoları

İran'da ahlak polisi tarafından Başörtüsü kurallarına uymadığı gerekçesiyle gözaltına alındıktan sonra geçtiğimiz cuma günü hayatını kaybeden 22 yaşındaki Mahsa Amini'nin ölümü ülke çapında protestolara ve sosyal medyada tepkilere yol açtı.

Bu protestoların kadının sosyal yaşamdaki özgürlüğü için yapılıyor olması sevindirici olsa da farklı amaçlar taşıyan insanların kalabalıkları provoke etmesiyle protestoların birilerinin kontrolüne geçip farklı amaçlara hizmet etme ihtimali gün geçtikçe kuvvetleniyor. Ne yazık ki büyük ortadoğu projesinin adımlarından biri İran'ın bölünmesi. Bu sebepten dolayı İran'da atılacak adımların çok dikkatli ve kontrollü olması gerekmekte. Türkiye'nin de bu konuya önem vermesi ve yaşananları yakından takip etmesi yerinde olacaktır. Masumca başlayan eylemler bir anda arap baharı gibi rejimin devrilip emperyalizm kontrolüne geçmesi söz konusu olabilir. Bu durumda İran'ın Irak ve Suriye gibi olmaması için Türkiye tedbirli olmalıdır. İran'da yaşanacak en ufak bir rejim değişikliğinden sonra son hedef Türkiye olacaktır.

Türkiye'de yaşanacak kargaşanın alt yapısı ne yazık ki tamamlanmaya yakın. 10 milyondan fazla sığınmacının Türkiye'ye elini kolunu sallayarak girmesi ve bazı bölgelerde çoğunluğu oluşturması bizim açımızdan çok endişe vericidir. Türkiye'de Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının bu emperyalizme olan maşalığı Türkiye'nin başına büyük işler açacağı kesindir. Sırf iktidarda kalıp biraz daha yolsuzluk yapmak uğruna bu cennet vatanın altına dinamit koymaktalar. Benim yıllardır bu konulara dikkat çekip, Berk Şimşek olarak uyarılarda bulunmam tek başına bir şey ifade etmiyorken, muhalefet partilerinin liderleri ve kadrolarının bu konudan uzaktan yakından bilgilerinin olmayışı ne yazık ki emperyalizmin ekmeğine yağ sürmekten fazlası değildir.

Çok uzun yıllardır defalarca makalelerimde yazdığım ve bazı siyasi çevrelere defalarca anlattığım gibi Irak'ın tek parça olarak tanınması, bölgesel yönetimlerle ilişkinin sıfıra indirilmesi ile Suriye'de rejimin desteklenerek Suriye'nin toprak bütünlüğünün savunulması çok değerlidir. Bununla birlikte sınırın yeniden mayınlanması ve sığınmacıların tek tek tespit edilip sınır dışı edilmeleri Türkiye'yi güçlendirecek adımlar olacaktır.

Son olarak şunu belirtmek isterim ki, kadının sosyal yaşamdaki varlığına gölge düşürecek bir iktidar yok olmaya mahkumdur. Kadının sosyal yaşantıdaki yeri, hakları ve özgürlüğü ülkelerin temel ilkeleri olmalı ve bu ilke korunmalıdır. Kadının yok sayıldığı bir anlayış, kadının çocuk doğurmaktan başka bir işe yaramayacağını savunan zihniyet ve kadının eğitimdeki yeri ile iş hayatındaki yerinin sınırlandırılması düşüncesi yok edilmesi gereken bir hastalıktır. Bu sebepten dolayı Türkiye'de bulunan "kadın kotası" kavramının siyasi partilerden çıkarılması önemli bir adım olacaktır. Toprağı bol olsun, çok değerli Türkan Saylan'ın başlattığı kız çocuklarının eğitime kazandırma çalışmaları devlet politikası olmalı ve kardelenlerimizin sayıları gün geçtikçe artmalıdır. Bu bağlamda İran'da başlayan kadın savunucularının protestoları olumlu bir gelişmeyken, protestoların kısa zaman içerisinde emperyalizmin hedefinde olan İran'da arap baharı başlatmak isteyenlerin kontorüne geçebilme ihtimali ise endişe verici bir durumdur. Yangına su taşıyan karınca misali, olumsuz bir duruma mahal vermemek adına sükunet çağrısı yapıyorum.

BERK ŞİMŞEK
20.09.2022