Bugün, bir milletin makus talihini yenerek vatan bellediği bu cennet topraklarda cumhuriyet ilan edileli tam yüz yıl oldu. Bu uğurda amansızca mücadele edip, tüm zorluklara göğüs geren ve tüm imkansızlıklara rağmen yedi düveli dize getirip bağımsızlığı bize kazandıran ve ardından cumhuriyeti ilan eden ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e karşı minnet ve şükran duygularıyla doluyum.
Damarları asil kanla dolu Türk çocuğunun kuşkusuz en önemli vazifesi; Türk yurdunun bağımsızlığına, cumhuriyete, Atatürk ilke ve Türk inkılabına sahip çıkmasıdır. Biz bu bilinçle yetişen bireyler olarak, bu hayatta var olduğumuz sürece bu değerleri koruyup, onlara sahip çıkacağız. İçimizdeki bu vatan sevdasının ateşi her geçen gün artmakta; ve buna müteakiben cesaretimiz dosta güven, düşmana korku salmaktadır.
Cumhuriyet öyle bir erdemdir ki, yurttaşlar eşit şartlarda hak bulur. Üstünlerin hukukunu değil, hukukun üstünlüğünü amaçlar. Yetki bir zümreye ait değil, halkın bizzat kendisine ait olan sistemdir. Bu yüzden cumhuriyet halkın iradesidir, halkın özgürlüğüdür. Ulu önderimiz işte bu yüzden "egemenlik; kayıtsız, şartsız milletindir" demiştir. Cumhuriyet halka fırsat eşitliği tanır. Bu sayede demokrasinin ve özgürlüğün garantisi olur. Cumhuriyetten önce sadece kadınlar değil erkekler de birey değillerdi. Özgür iradeleri ve ifade hürriyetinden yoksun halde hayatta kalmaya çalışan kuldan ibarettiler. Onların birey olmasını sağlayan, topluma kazandıran ve değer üretmelerinin önünü açan en önemli etken şüphesiz cumhuriyetin kendisi olmuştur. İnsan hakları, eşitlik ve temel özgürlüklerin direği cumhuriyettir.
Cumhuriyet bu toplumun hızla kalkınmasına vesile olmuştur. Çünkü cumhuriyetin ilanından sonra eğitimde yapılan köklü değişimler ve yenilikler ile birlikte toplum aydınlanmaya başlamış ve birkaç sene içerisinde modern bir ülke olma yolunda önemli adımlar atılmıştır. Bizler önemli günleri anarken ulu önderimiz ve onun silah arkadaşlarına şükranlarımızı sunuyoruz. Çünkü bu vatanın düşman işgalinden kurtulması için canını ortaya koyan, şehit düşen, gazi olan tüm kahramanlarımızın yeri her daim başımızın üstündedir. Buna ek olarak, cumhuriyetin ilanından sonra ülkemizin çağdaşlaşması ve milli kültürümüzün muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkması için mücadele vermiş çok değerli isimleri de anmadan geçmemek gereklidir. Demiryollarımızın babası Behiç Erkin, ilk erkek pilotumuz Vecihi Hürkuş ve ilk kadın pilotumuz Sabiha Gökçen, ilk kadın mühendisimiz Sabiha Rıfat Gürayman, matematik dehası Cahit Arf, modern cerrahinin babası Cemil Topuzlu ve Hıfzıssıhha Enstitüsü'nün kurucusu Refik Saydam, ilk Türkçe sözlüğümüz ile ilk romanımızın yazarı ve aynı zamanda Galatasaray'ın kurucusu Ali Sami Yeni'in babası Şemseddin Sami, fizikçi Mehmet Refik Fenmen, Atatürk'ün tavsiyesiyle Türk Tarihinin Antropolojik Karakteri'ni araştırıp yazan Afet İnan, tarih hocalarının hocası Halil İnalcık, köy enstitülerini kuran milli eğitim bakanımız Hasan Ali Yücel ve daha uzun uzun yazabileceğim çok değerli ismi saygıyla anıyorum. Bugünlere gelmemizde bu çok değerli isimlerin vermiş olduğu önemli katkılar, cumhuriyetin sağladığı fırsat eşitliği ile mümkün olmuştur. Cumhuriyet işte bu yüzden erdemdir, fazilettir. Nobel Kimya Ödülü sahibi değerli Aziz Sancar; Nobel madalyasını Anıtkabir'e bağışlarken "Bu madalyayı buraya vermekle, Atatürk'e ve Atatürk'ün silah arkadaşlarına, Türkiye Cumhuriyeti'ni kuranlara vefa borcumu ödedim ve bu fırsatı bana verdiği için Allah'a şükrediyorum" demiştir. Bu da cumhuriyetin kazanımlarının bugüne olan yansımasının bir sonucudur.
Çağdaş ve modern bir devlet olma yolunda halkımıza ışık olan cumhuriyetimizin ilanının bugün 100. yılını kutluyoruz. Bu değerli güne şahitlik etmenin huzuru ve sevinci içerisindeyim. Ulu önderimizin dediği gibi cumhuriyetimiz kuşkusuz ve şüphesiz olarak ilelebet payidar kalacak, yeni Türk gençliği bu emanete canı gibi sahip çıkacaktır.
Bayramımız kutlu olsun.
Yaşasın Atatürk,
Yaşasın Cumhuriyet!
BERK ŞİMŞEK
29.10.2023